17 Nisan 2013 Çarşamba

PATRAS KALESİ

Patras gezi yazıma kaldığım yerden devam ediyorum. Şehir ile ilgili daha önceki yazılarıma erişmek için tıklayınız 

Patras Kalesi'ni, meşhur köprüsü gibi ayrı bir konu olarak ele alacağım. 

Kaleye çıkmak için Kolokotroni Caddesi'ni seçmek yerine sokakları da tanıma adına farklı yollardan geçmeye karar veriyoruz. Güneş tam tepede iyi mi ettik kötü mü bilemem ama ben pek bir eğlendim. Eğer birgün olurda yolunuz Patras'a düşerse siz Kolokotroni Caddesi'nden sırtınızı denize verip dümdüz giderek bol merdivenli bir yokuştan sonra kaleye ulaşabilirsiniz. 



Evet nihayet kaleye gelebildik. Kale girişinde bizi bir anıt karşılıyor. 


Patras Kalesi denizden 800 metre yükseklikte bulunan Panachaiko Dağları'nın eteklerinde antik Acrapolis kalıntılarının üzerinde 6. yy. civarında inşa edilmiş.



Kale, M.S. 2.yy.'dan kalma kırmızı tuğlalarıyla ünlü Roma dönemi Odeon yapısının yer almasıyla dikkat çekiyor.  Restorasyon sonrası açık hava tiyatrosu şeklinde düzenlenen yapıda yazları kültürel etkinlikler gerçekleştiriliyormuş.




Haçlı seferleri, 2. Dünya Savaşı, Mora Savaşı, Yunan Özgürlük Savaşı derken kale birçok savaş görmüş geçirmiş. Bir de depremler eklenince tamamı olmasa bile bir bölümü yıkılmış. 

Günümüzde ise bir bölümü restorasyonlarla hala ayakta durmaya çalışıyor. Özellikle kule ve kapıların büyük hendeklerle güçlendirilmesinden dolayı bu kısımlar pek zarar görmemiş. 







Bir sonraki Patras yazım çok yakında...


Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder