Yunanistan gezimin ilk durağı Patras şehri (okunuşu Patra) olacaktı. Bu nedenle Atina'dan aktarma yapmalıydım. Nedense otobüs yolculukları bana hep daha eğlenceli gelmiştir bu nedenle treni tercih etmiyorum. Yaklaşık 3 buçuk saatlik bir otobüs yolculuğumun ardından Patra'ya ayak basıyorum. Biraz soluklandıktan sonra ilk merak ettiğim yer, şehrin sembolü olan Rio - Antirrio Köprüsü oluyor.
Köprü hakkında bilgi vermem gerekirse 90lı yılların sonunda yapımına başlayıp 2004 Olimpiyatlarına yetiştirilmiş. Yunanistan'da deprem çok olduğu için bu husus da göz önünde bulundurulmuş. 4 büyük ayağa kablolarla tutunan köprü iki şehri birbirine bağlıyor ve Mora yarımadasına geçiş mesafesi kısalıyor.
Yolunuz bir gün Patra'ya düşerse görülmeye değer yapıtların başında yer alıyor. Sahilde yürüyüş yapabilir, köprü karşısındaki kafelerden birine oturup frappe (Yunan Kahvesi) içebilirsiniz.
Farklı yazılarımda Patra hakkında yine bilgi veriyor olacağım.
Görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder