9 Eylül 2013 Pazartesi

HEYBELİADA

Haftasonu tatili için yakın yerleri değerlendirmek adına eşimle birlikte soluğu Heybeliada'da aldık. Bunun için Kabataş hareketli vapura bindik.





Heybeliada, İstanbul Prens Adalarının en yeşil adası aynı zamanda Büyükada'dan sonraki en büyük ada. Eski adı Halki olan ada Yunanca'da bakır anlamına geliyor ve heybeye benzetildiği için Heybeliada denilmiş.


Vapurdan inip karaya ayak bastığınızda ilk göreceğiniz şey kuşkusuz faytonlardır. Fiyatlar ise gitmek istediğiniz yere göre değişiklik gösteriyor. 





Ada sadece doğası, temiz havası ve güzellikleriyle değil; Bahriyesi, Sanatoryumu, Ruhban Okulu gibi kurumlarıyla da oldukça ünlü. 

Evlerin tarihi dokusu sizleri gerçekten büyüleyecek.







Adaya gelip de denize girmemek olmaz.



Karşımızda görünen ise Burgazada


Satranç zamanı  


Yanımızdan ayrılmayan ve takipte olan sevimli dostlarımız



Ada'dan İstanbul kıyıları


Hava bile farklı burada, çam kokusunu hissetmemek mümkün değil.



İskelenenin sağ tarafında çarşı olarak adlandırılan alan bulunuyor. Ada'nın en hareketli yeri diyebiliriz burası için. Tüm kafeler, restoranlar, meyhaneler burada.




Yemek öncesi alternatifleri.



Rum Kilisesi Aya Nikola


Adım attığınız yerde bisiklet kiralama yeri bulabilirsiniz.




Evler tarihe meydan okurcasına hala capcanlı.







Heybeliada'ya mutlaka gitmelisiniz, hele ki İstanbul'da yaşıyorsanız. Yanı başımızda bir cennet hepimizi davet ediyor.

Gittiğinizde faytona binmeden, bisiklet kiralamadan, balık yemeden, denize girmeden, çam kokusunu içinize çekmeden sakın dönmeyin.


Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder