BERGAMA, AKROPOL

İzmir'de yer alan Bergama, gezip görme adına öncelikli yerlerimden biriydi. Havaalanından çıkıp iki saate yakın araç yolculuğundan sonra nihayet Bergama'ya ayak basıyoruz.

Bergama, tarih ve turizm açısından önemli bir yer taşıyor. Benim için Bergama demek, Akropol demek. O yüzden Bergama'daki ilk durağım, Akrapol oluyor.

Hellenistik dönemden tutun da Roma, Bizans, Pers ve Osmanlı uygarlıklarını görmüştür. Hellenistik dönemdeki adıyla Pergamon, Yüksek Yerin Halkı anlamına geliyormuş. Şehrin ilk yerleşimi olan Akropol'ü de baz alırsak çok doğru ve yerinde söylenmiş bir isim olduğu kesin. Çünkü Akropol bir tepe üzerine inşa edilmiş.

Akropol'ün en dik yamacına ise tiyatro inşa edilmiş, burası ayrıca dünyanın en dik tiyatrosu ünvanına sahip. Helenistik dönem mimarisini yansıtan en güzel yapıtlardan biri.

Pergamon'da tepenin en yüksek yerine Yukarı Kent, yamaçlarındaki yerleşime ise Aşağı Kent denmiş. Yukarı Kent dediğimiz bölümde daha çok kral aileleri, kentin ileri gelenleri ve aydınları, komutanların yaşadığı bir alan olurken, Yukarı Agora olarak adlandırılan alan ise sadece devlet işlerine ayrılmıştır.

Bir zamanlar en büyük ticari merkez konumunda olan Aşağı Agora ise ticari işlere ayrılmış bir pazaryeri görevini üstlenmiştir.

Yukarı Kentin en eski tapınaklarından biri olan Athena Tapınağı hala büyüleyici görünüyor. 

Varlığı ile tarihe adeta meydan okuyor.

Tapınak, Zeus ve kent tanrıçası olan Athena'ya adanmış olmakla birlikte Makedonlara karşı kazanılan başarılar anısına yapılmıştır.

Athena Kutsal Alanı

Athena Tapınağı'nın yanı sıra Helenistik dönemde yapılan kütüphane de Yukarı Kentte bulunuyor. Pergamon, Roma egemenliğine geçtiğinde ise kütüphane Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya armağan edilmiş. Böylelikle dünyanın en büyük kütüphanesi de yok olmuş.  

o-------------------------------------------------o

Zeus Sunağı olarak adlandırılan alanda ise temellerinden başka hiç birşey bulunmuyor. Son kalan kalıntılar da 1870'lerde Alman bir mühendis tarafından Berlin'e götürülmüştür. Kalıntılar şuan hala Berlin'de bulunan Pergamon Müzesi'nde sergilenmektedir.  

O dönemlerde en görkemli yapılar tapınaklara aitmiş, sarayların tapınaklara göre oldukça sade yapılar olduğunu öğrendim. Saray kalıntıları ve bir diğer önemli kalıntı olan Traian Tapınağı da yine Yukarı Kentte bulunuyor. 

Traian Tapınağı'na çıkarken

Depolar, aynı zamanda savunma duvarlarını oluşturmuş. 

Sular, su depoları olarak bilinen kuyulardan kente tunç borular eşliğinde dağılırmış.

Akropol'den Yortanlı Barajı'na bakış

Akropol'de ayrıca Pergamon Krallarının kültlerinin varolduğu sanılan Heroon, yine bir diğer önemli tapınak olan Dionyson Tapınağı, Demeter ve Hera Kutsal Yerleri bulunuyor.

Akropol yolunda ise birkaç hediyelik eşya dükkanı var. Buradan hediyelerimizi de alarak Akropol turumuzu sonlandırıyoruz.

Daha önce Akropol'ü görme fırsatınız oldu mu? Akropol notlarınızı ve yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim. 

Okuduğunuz ve yorumlarınız için teşekkürler.

Sevgiler.