Koskoca bir ayı geride
bıraktık. Güneşli ama soğuk bir Şubat ayı başlangıcı yapıyoruz. Bu kısa ayın
tüm beklentilerinizi karşılamasını diliyor, Eskişehir post'uma devam etmek
istiyorum.
Eskişehir'in simgelerinden bir diğeri de lületaşı olduğundan
atölyeleri ve Eskişehir Sanatlar Çarşısı'nı geziyoruz.
Lületaşı ile ilgili Eskişehir'de
değişik hikayeler mevcut. Hikayeye göre bir gün çobanın biri koyunlarını
otlatırken dinlenmek için ağaç altına oturur. O sırada bir köstebeğin topraktan
beyaz taş parçalarını çıkarmaya çalıştığını görür. Çoban taş parçasını eline
alır, çakısıyla yontmaya başlar ve bir peri kızı çıkar ortaya. Kız dile gelir
“Yaktın beni insanoğlu” diye bağırarak delikten içeri girip kaybolur. Çoban da
arkasından gider ve kızı ararken derin bir çukurun içinde ölür. Böylece ilk
kuyu açılmış olur.
Bu hikâyeye göre lületaşı ustaları da kendi pirlerinin köstebek olduğuna inanırlar ve köstebeğe saygı duyarlar.
Eskiden sadece pipo yapımı konusunda
gelişme kaydeden Lületaşı'nı Eskişehir'in her bir yanında kolye, bilezik,
küpe ve biblo gibi süs eşyalarında görebilirsiniz.
Pipo ve biblolarda çoğu zaman
Osmanlı başları öne çıkıyor.
Eskişehir'e gittiğinizde bu tarz objeleri hediyelik
eşya olarak alabilir, sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder